Facebook'un skandal tavırları, Türk ve İslam düşmanlığı hız kesmeden devam ediyor.
Gerçek sahibinin CIA ve MOSSAD olduğu dünyaca saygın Chip Dergisi tarafından somut olarak ispat edilen, casusluk yaptığı, kamu oyu yönlendirmeleri yaptığı, Amerika ve İsrail menfaati gereği sansür yaptığı, halklara her fenalığı ve hukuksuzluğu yaptığı bilinen, ispat edilen ve dünyanın pek çok büyük ülkesinde yasaklanan, şu sıralar pek çok ülkede de yasaklanmak üzere olan Facebook, Türkiye'de AKPKK sayesinde hala haddini aşmaya devam ediyor.
Facebook yine keyfi olarak sansür yaptı. Yine BOP'u, Büyük İsrail Projesini, Suriye meselesinin gerçek yüzünü, bunların AKPKK ile bağlantısını, vatana ihanet suçlarını, millet ve devlet olarak nasıl feci felaketlere sürüklendiğimizi gözler önüne seren bir Mehmet Fahri Sertkaya yazısını sansürledi.
Bu öyle bir yazı ki, Mehmet Fahri Sertkaya bunun benzeri yazıları sekiz senedir sürekli olarak yazdı, yanına yüksek sayıda somut ispatlar getirdi, ne AKPKK, ne Recep Tayyip Erdoğan, ne Cüneyt Zapsu, ne Şahenkler, ne İbrahim Kalın, ne Ülkerler, ne de ismini andığı diğer gizli Yahudi ve CIA-MOSSAD bağlantılı şahıslar, kurumlar, kuruluşlar şikayetçi bile olamadılar. Davacı olamadılar.
Öyle ise adı açıkça verilen şahısların, kurumların, özel kuruluşların şikayetçi bile olamadığı, kendini bile savunamadığı ve hukuk sistemlerinin bile müdahil olamadığı, suç diyemediği gerçekleri dillendirmek için Siyonizmin Facebook'unu razı etmek, ondan izin almak zorunda mıdır Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları?
Bu Facebook kimdir? Basın savcısı mıdır, ceza mahkemesi midir, Anayasa mahkemesi midir, Yargıtay mıdır, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi midir? Facebook'a böyle keyfi davranma, işine gelmeyen, Amerika ve İsrail menfaatlerine darbe vuran paylaşımları "Kullanım koşulları" bahanesi ile ve çok mühimdir ki kullanım koşullarının hangi maddesini ihlal ettiğin bile yazmadan, itiraz hakkı bile vermeden kaldırma hakkını kim, kimler vermektedir? Türkiye'de bu kadar yetkili adli makam neden on milyonlarca T.C. vatandaşın maruz kaldığı bu Siyonist zorbalığa, hukuksuzluğa, sansüre ve vatana ihanet suçu kapsamında derhal yargılanması gereken kişilerin böyle hukuksuzca koruma altına alınmasına müdahale etmez ve sorumluluklarının gereğini yerine getirmez?
İşte Facebook'un kaldırdığı ve aşağıya alıntılayacağımız Mehmet Fahri Sertkaya yazısını okuyunca bunlara zihninizden cevaplar bulacaksınız:
İŞTE FACEBOOK'UN SANSÜRLEDİĞİ MEHMET FAHRİ SERTKAYA YAZISI
Bunun hesabını vereceksiniz! Hepiniz yargılanacaksınız! Büyük İsrail devleti kuracaksınız diye, çoktan batmış Batı/Avrupa devletlerini kurtarmak için Ortadoğuyu yeniden sömürmelerine zemin sağlayacaksınız diye, Armagedon'a hizmet edeceksiniz diye, harp kaçkını onursuz milyonlarca Suriyeliye, milletin kendisi aç ve açıkta iken baktırdınız. Suriye'de mantar tabancaları bile patlamıyorken sınır illerimize konteyner kentler kurmaya başladınız. Amerikalı Siyonist senatörler gelip yerinde teftiş etti, Papua Yeni Gine bile buna izin vermez, diplomatik kriz çıkarırdı, siz memleketi milleti, devleti, en baştan SATTINIZ.
Siyonizme, Yahudilere, CIA'ya, MOSSAD'a, BOP'a, Büyük İsrail Projesine, İçimizdeki İsrail'e, İçimizdeki Ermenistan'a sattınız. Bu milletin, bu devletin düşmanlarına sattınız. Dağlar kadar borca batırdınız bu projeler gereği bu milleti ve devleti... Bu arada İsviçre'deki gizli hesaplarınıza da yüz milyar dolarla haram para stokladınız. Bu onursuz harp kaçkınlarına bedava ev, karşılıksız maaş, elektrik, su, doğalgaz ve hizmet verdiniz, çocuklarını sınavsız üniversitelere aldınız ve bu milletin evladına ise acımadınız, iki ay faturasını ödeyemeyenin elektriğini, suyunu, gazını kestiniz, yetmedi dava açıp haciz gönderdiniz. Gâvur askeri yerine koydunuz, acımadınız. Kendinizden saymadınız. Hasım bildiniz. Kandırdıkça kandırdınız. Bu millete faturaları bile 3-5 katı gönderdiniz/gönderiyorsunuz bu ihanet projelerine hizmet etmek için... Batırdınız, bitirdiniz milleti de devleti de...
Halep bile yüzde sekseni Sünni Müslüman olan Suriye devleti ordusunun eline geçti, bütün yalanlarınız, iftiralarınız, ihanetleriniz gün gibi, güneş gibi meydana çıkacak ve haftalarca, aylarca tartışılacaktı, siz günlerce her yeri patlattınız, tek patlamada yüzlerce polisimize kıydınız, tek patlamada onlarca askerimizi parça parça ettiniz ve gündemi kontrol ettiniz. Üstüne dalga geçer gibi, bu acılar üzerinden başkanlık propagandası yaptınız. Üstüne bu millet ile dalga geçer gibi, Halep'te sanki katliam varmış gibi, sanki Halep halkı orduyu sevinç göz yaşları ile karşılamamış gibi, bu milleti bir daha aldatıp, emir eri yaptığınız yüz bin küsur kişilik maaşlı namaz kıldırma memurlarını da kullanarak, bu milletten devasa miktarda yardımlar topladınız. Hala bu paraların nereye nasıl gönderildiğini izah da edemediniz. Şimdi Halep bile rejimin eline geçmişken, nüfusunun yüzde 90'ı Sünni Müslüman olan Halep'te, devletin ordusu sözde mücahid gösterdiğiniz, özde itikadı ve niyeti bozuk vehhabi/selefi kiralık teröristlerinizi temizledi diye, halk şükür secdelerine kapanmışken, siz bu fırsattan istifade ülkemizdeki bu bedavacıları göndermek yerine bir de millete rağmen, milletin iradesine rağmen, milletin nerede ise tamamı "Yeter. Artık ülkelerine gitsinler. Suriyeli istemiyoruz. Bu haksızlıklar içimizi acıtıyor" dediği halde, hukuka, adalete rağmen taktik taktik sınırlarımız içinde tutuyorsunuz ve yine milletle dalga geçer gibi bir de vatandaşlığa alıyorsunuz.
Bunu sadece kendinize yeni seçmenler üretmek için değil, BOP bitmesin diye, Büyük İsrail Projesi tarihin karanlık sayfalarındaki yerini almasın diye yapıyorsunuz. Bunu bu milletin menfaati için yapmıyorsunuz. Bütün bunlara da mazeretler üretiyorsunuz, "Suriyeliler arasında üstün vasıflı ve eğitimli, devletimize katkı sağlayacak kişiler var" diyorsunuz ama nerede vasıfsızı varsa onları alıyorsunuz. Bu kadar senedir, Suriyeli doktorlar, akademisyenler, mühendisler, araştırmacılar, sanatçılar verdiğiniz karşılıksız maaşa, eve/barınağa, elektriğe, gaza, gıda yardımına, indirim kartına rıza gösterip yaşıyor, birini bile kıymetlendirmediniz, "Sen gel hem aldığın maaşı hak et, hatta daha fazlasını kazan. Onurlu yaşa. Hem de mesleğini icra et, hem de sana kucak açan bu kardeş millete vefanı göster" demediniz. Bu millete yalan söylemekten, bu devlete ihanet etmekten bir an olsun geri durmuyorsunuz. Bütün yalanlarınız, bütün suçlarınız, petrol kaçakçılığınız, organ kaçakçılığınız, fuhuş için genç kız ve kadın kaçakçılığınız, uyuşturucu ve özellikle bonzai kaçakçılığınız, silah kaçakçılığınız, Suriye hakkında abartısız binlerce kere yalan resmi açıklamalar yaptığınız, kimyasal gazlarla sözde muhaliflerle birlikte toplu katliam yapıp Esed'in ve ordunun üzerine attığınız, bu pislik kiralık teröristleri sınırlarımız içinde besleyip eğittiğiniz, Afyon'daki cephanelikten akşam üstü karanlıkta, tecrübesiz erler ile IŞİD'e silah ve mühimmat kaçırırken patlamaya sebep olduğunuz ve daha saymakla bitmez suçunuz, ihanetiniz, hepsi ama hepsi somut deliller ile ispatlı...
Oraya buraya erişim engeli koydurarak da bu suçlar kapsamında yargılanmaktan kurtulamazsınız, Seçsis sistemi ile oynayarak HAYIR oylarını EVET'e dönüştürerek ve bu şekilde başkanlık getirerek de kurtulamazsınız. Başkanlık değil, krallık bile getirseniz, mevcut savcıların ve hakimlerin tamamını tehdit etseniz, şantaj yapsanız, yine de adalet her şeyin üzerindedir ve oradan bile adalet sistemi ile indirilip yargılanacaksınız. Çoluğunuz çocuğunuz, eşiniz dostunuz, akrabanız dahil, kimleri suçlarınıza ortak ettiyseniz onlar da yargılanacaklar. Vallahi yargılanacaksınız. Billahi yargılanacaksınız. Tallahi yargılanacaksınız. Ortaya şerefimi koyuyorum ki yargılanacaksınız. Aha işte meydan, yaşayacağız ve göreceğiz. YETTİNİZ ARTIK!
AK partiyi Siyonistlerin, Sabetayistlerin, gizli Yahudilerin, gizli Ermenilerin, Masonların ve görev başındaki Amerikan devlet yetkilileri ile CIA ve MOSSAD casuslarının kurduğunu ispat eden, abartısız yüzlerce farklı somut delil var ve Mehmet Fahri Sertkaya sekiz senedir bunları ayrı ayrı yayınlarla paylaştı. Onlardan birkaçına aşağıdaki bağlantılardan ulaşabilirsiniz.
DİKKAT! Bu yayını paylaşacaksınız ama büyük ihtimalle o paylaşımı sizden başka hiç kimse görmeyecek. Bu yayınımızı, Facebook, Instagram, WhatsApp ve benzeri Amerikan/Siyonist menşeli ortamlarda paylaşırsanız, arkadaşlarınıza/takipçilerinize gerçekten gösterildiğinden ve taktik surette sansürlenmediğinizden emin olunuz. Biliniz ki bu sosyal ağların gerçek sahibinin CIA ve MOSSAD olduğu ve Amerikan/Siyonist menfaatleri gereği pek çok ülkede milletleri sansürledikleri, somut deliller ile binlerce kere ispat edilmiştir.
Facebook'un skandal tavırları, Türk ve İslam düşmanlığı hız kesmeden devam ediyor.
Gerçek sahibinin CIA ve MOSSAD olduğu dünyaca saygın Chip Dergisi tarafından somut olarak ispat edilen, casusluk yaptığı, kamu oyu yönlendirmeleri yaptığı, Amerika ve İsrail menfaati gereği sansür yaptığı, halklara her fenalığı ve hukuksuzluğu yaptığı bilinen, ispat edilen ve dünyanın pek çok büyük ülkesinde yasaklanan, şu sıralar pek çok ülkede de yasaklanmak üzere olan Facebook, Türkiye'de AKPKK sayesinde hala haddini aşmaya devam ediyor.
Facebook yine keyfi olarak sansür yaptı. Yine BOP'u, Büyük İsrail Projesini, Suriye meselesinin gerçek yüzünü, bunların AKPKK ile bağlantısını, vatana ihanet suçlarını, millet ve devlet olarak nasıl feci felaketlere sürüklendiğimizi gözler önüne seren bir Mehmet Fahri Sertkaya yazısını sansürledi.
Bu öyle bir yazı ki, Mehmet Fahri Sertkaya bunun benzeri yazıları sekiz senedir sürekli olarak yazdı, yanına yüksek sayıda somut ispatlar getirdi, ne AKPKK, ne Recep Tayyip Erdoğan, ne Cüneyt Zapsu, ne Şahenkler, ne İbrahim Kalın, ne Ülkerler, ne de ismini andığı diğer gizli Yahudi ve CIA-MOSSAD bağlantılı şahıslar, kurumlar, kuruluşlar şikayetçi bile olamadılar. Davacı olamadılar.
Öyle ise adı açıkça verilen şahısların, kurumların, özel kuruluşların şikayetçi bile olamadığı, kendini bile savunamadığı ve hukuk sistemlerinin bile müdahil olamadığı, suç diyemediği gerçekleri dillendirmek için Siyonizmin Facebook'unu razı etmek, ondan izin almak zorunda mıdır Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları?
Bu Facebook kimdir? Basın savcısı mıdır, ceza mahkemesi midir, Anayasa mahkemesi midir, Yargıtay mıdır, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi midir? Facebook'a böyle keyfi davranma, işine gelmeyen, Amerika ve İsrail menfaatlerine darbe vuran paylaşımları "Kullanım koşulları" bahanesi ile ve çok mühimdir ki kullanım koşullarının hangi maddesini ihlal ettiğin bile yazmadan, itiraz hakkı bile vermeden kaldırma hakkını kim, kimler vermektedir? Türkiye'de bu kadar yetkili adli makam neden on milyonlarca T.C. vatandaşın maruz kaldığı bu Siyonist zorbalığa, hukuksuzluğa, sansüre ve vatana ihanet suçu kapsamında derhal yargılanması gereken kişilerin böyle hukuksuzca koruma altına alınmasına müdahale etmez ve sorumluluklarının gereğini yerine getirmez?
İşte Facebook'un kaldırdığı ve aşağıya alıntılayacağımız Mehmet Fahri Sertkaya yazısını okuyunca bunlara zihninizden cevaplar bulacaksınız:
Siyonizme, Yahudilere, CIA'ya, MOSSAD'a, BOP'a, Büyük İsrail Projesine, İçimizdeki İsrail'e, İçimizdeki Ermenistan'a sattınız. Bu milletin, bu devletin düşmanlarına sattınız. Dağlar kadar borca batırdınız bu projeler gereği bu milleti ve devleti... Bu arada İsviçre'deki gizli hesaplarınıza da yüz milyar dolarla haram para stokladınız. Bu onursuz harp kaçkınlarına bedava ev, karşılıksız maaş, elektrik, su, doğalgaz ve hizmet verdiniz, çocuklarını sınavsız üniversitelere aldınız ve bu milletin evladına ise acımadınız, iki ay faturasını ödeyemeyenin elektriğini, suyunu, gazını kestiniz, yetmedi dava açıp haciz gönderdiniz. Gâvur askeri yerine koydunuz, acımadınız. Kendinizden saymadınız. Hasım bildiniz. Kandırdıkça kandırdınız. Bu millete faturaları bile 3-5 katı gönderdiniz/gönderiyorsunuz bu ihanet projelerine hizmet etmek için... Batırdınız, bitirdiniz milleti de devleti de...
Halep bile yüzde sekseni Sünni Müslüman olan Suriye devleti ordusunun eline geçti, bütün yalanlarınız, iftiralarınız, ihanetleriniz gün gibi, güneş gibi meydana çıkacak ve haftalarca, aylarca tartışılacaktı, siz günlerce her yeri patlattınız, tek patlamada yüzlerce polisimize kıydınız, tek patlamada onlarca askerimizi parça parça ettiniz ve gündemi kontrol ettiniz. Üstüne dalga geçer gibi, bu acılar üzerinden başkanlık propagandası yaptınız. Üstüne bu millet ile dalga geçer gibi, Halep'te sanki katliam varmış gibi, sanki Halep halkı orduyu sevinç göz yaşları ile karşılamamış gibi, bu milleti bir daha aldatıp, emir eri yaptığınız yüz bin küsur kişilik maaşlı namaz kıldırma memurlarını da kullanarak, bu milletten devasa miktarda yardımlar topladınız. Hala bu paraların nereye nasıl gönderildiğini izah da edemediniz. Şimdi Halep bile rejimin eline geçmişken, nüfusunun yüzde 90'ı Sünni Müslüman olan Halep'te, devletin ordusu sözde mücahid gösterdiğiniz, özde itikadı ve niyeti bozuk vehhabi/selefi kiralık teröristlerinizi temizledi diye, halk şükür secdelerine kapanmışken, siz bu fırsattan istifade ülkemizdeki bu bedavacıları göndermek yerine bir de millete rağmen, milletin iradesine rağmen, milletin nerede ise tamamı "Yeter. Artık ülkelerine gitsinler. Suriyeli istemiyoruz. Bu haksızlıklar içimizi acıtıyor" dediği halde, hukuka, adalete rağmen taktik taktik sınırlarımız içinde tutuyorsunuz ve yine milletle dalga geçer gibi bir de vatandaşlığa alıyorsunuz.
Bunu sadece kendinize yeni seçmenler üretmek için değil, BOP bitmesin diye, Büyük İsrail Projesi tarihin karanlık sayfalarındaki yerini almasın diye yapıyorsunuz. Bunu bu milletin menfaati için yapmıyorsunuz. Bütün bunlara da mazeretler üretiyorsunuz, "Suriyeliler arasında üstün vasıflı ve eğitimli, devletimize katkı sağlayacak kişiler var" diyorsunuz ama nerede vasıfsızı varsa onları alıyorsunuz. Bu kadar senedir, Suriyeli doktorlar, akademisyenler, mühendisler, araştırmacılar, sanatçılar verdiğiniz karşılıksız maaşa, eve/barınağa, elektriğe, gaza, gıda yardımına, indirim kartına rıza gösterip yaşıyor, birini bile kıymetlendirmediniz, "Sen gel hem aldığın maaşı hak et, hatta daha fazlasını kazan. Onurlu yaşa. Hem de mesleğini icra et, hem de sana kucak açan bu kardeş millete vefanı göster" demediniz. Bu millete yalan söylemekten, bu devlete ihanet etmekten bir an olsun geri durmuyorsunuz. Bütün yalanlarınız, bütün suçlarınız, petrol kaçakçılığınız, organ kaçakçılığınız, fuhuş için genç kız ve kadın kaçakçılığınız, uyuşturucu ve özellikle bonzai kaçakçılığınız, silah kaçakçılığınız, Suriye hakkında abartısız binlerce kere yalan resmi açıklamalar yaptığınız, kimyasal gazlarla sözde muhaliflerle birlikte toplu katliam yapıp Esed'in ve ordunun üzerine attığınız, bu pislik kiralık teröristleri sınırlarımız içinde besleyip eğittiğiniz, Afyon'daki cephanelikten akşam üstü karanlıkta, tecrübesiz erler ile IŞİD'e silah ve mühimmat kaçırırken patlamaya sebep olduğunuz ve daha saymakla bitmez suçunuz, ihanetiniz, hepsi ama hepsi somut deliller ile ispatlı...
DİKKAT! Bu yayını paylaşacaksınız ama büyük ihtimalle o paylaşımı sizden başka hiç kimse görmeyecek. Bu yayınımızı, Facebook, Instagram, WhatsApp ve benzeri Amerikan/Siyonist menşeli ortamlarda paylaşırsanız, arkadaşlarınıza/takipçilerinize gerçekten gösterildiğinden ve taktik surette sansürlenmediğinizden emin olunuz. Biliniz ki bu sosyal ağların gerçek sahibinin CIA ve MOSSAD olduğu ve Amerikan/Siyonist menfaatleri gereği pek çok ülkede milletleri sansürledikleri, somut deliller ile binlerce kere ispat edilmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Seviyesiz ve samimiyetsiz yorumlar onaylanmaz. Küfür, hakaret, karalama içerikli yorum yapanlar hukuka sevk edilir. Yorumlardan hukuken yorumcular sorumludur.