22 Mart 2018 Perşembe

İçimizdeki İsrail'in kurumsal gazeteleri neden el değiştirdi? | Mehmet Fahri Sertkaya

akademi dergisi, mehmet fahri sertkaya, aydın doğan, ülker, içimizdeki israil, gizli yahudiler, demirören grubu, süleymancılar, karay yahudileri, masonlar, sabri ülker,

Türkiye’deki tek gerçek paralel devlet olan İçimizdeki İsrail’in cemaat gazetelerinin ve televizyon kanallarının resmiyetteki/görünürdeki sahibi değiştirildi.

Bu habere sadece Akademi takipçileri şaşırmaz…

Bünyesinde Hürriyet, Fanatik ve Posta gazeteleri ile Kanal D ve CNN TÜRK kanallarını da bulunduran Doğan Medya Grubu, Demirören Grubu’na satıldı.

Normal işleyen, gerçek bir hukuk devletinde çoktan Aydın Doğan ve çalışma arkadaşlarına paralel devlet ve terör/ihanet örgütü operasyonu yapılırdı. Bir seneye yakındır, Aladağ yurt yangını üzerinden yaptıkları ahlaksızca ve Allahsızca basın/medya lincinin, Türk ve İslam düşmanlığının sonrasında, yüksek sesle gerçek kimliklerini ve hedeflerini ve bağlantılarını deşifre ettiğimiz halde direnmeye çabalayan kripto Yahudi Aydın Doğan ve ekibi, resmiyette kendisine ait gözüken İçimizdeki İsrail’in kurumsal gazete ve televizyonlarını, içimizdeki İsrail’in başka bir aktörü olan Demirören’e 'resmiyette' devir etti.

Aladağ yurt yangını sonrasında, Süleymanlılar cemaatini de FETÖ gibi operasyonlara tabi tutmak, dağıtmak ya da hiç olmazsa idaresini ele geçirmek için devlet gücümüzü su-i istimal ederek, ihanetlerle kullanarak ve içimizdeki İsrail’in patronlarından emir alarak olmadık kanunsuz tavırlara teşebbüs edenler, Türkiye’ye ve Türklere büyük ihanetler edenler olmuştu. Hatta bu süreçte, içimizdeki İsrail’in ''en büyüklerinden'' bilinen kişilerden canıyla bedel ödeyenler dahi olmuştu. Bu sürecin içerisinde iken, bundan yaklaşık üç buçuk ay öncesinde ise, içimizdeki İsrail’in kağıttan kaplan olduğu, Süleymanlılar karşısında bir hiç olduğu iyice görülmüş ve araya çaresizce CIA girmişti. Gerçekte CIA’ya ait olan Facebook, Twitter, Instagram, WhatsApp, Akademi Dergisi’nin sayfalarını ya göstere göstere yok etmiş, ya da açık bıraktığı bir ikisini de açıkken kapalı bir ''ayar''a çekmişti. 
Akademi Dergisi’nin, içimizdeki İsrail’in temel kolonlarını kıran, gerçekte neler döndüğünü ve gerçekte kimin kim olup kime çalıştığını anlatan ve sayıları yüzlerce adete ulaşan yayınlarını sansürlemek ve yayılmasını önlemek için elinden gelen her şeyi yaptı CIA… Hatta yine gerçek sahibi CIA olan Youtube da göstere göstere kanunsuz, hukuk tanımaz, zorbaca tavırlar sergiledi bütün Türkiye’nin önünde ve sansür uyguladı. Şu yazıyı yazdığımız gün itibari ile bakınca, Youtube’daki ''Süleymancılar Cemaati | Akademi Dergisi'' isimli kanalımıza tam 20 gündür yönetici girişi yapamıyoruz. Üstelik Youtube bunu Ali Cengiz oyunları ile yapıyor ve kendisine attığımız mailleri, geri bildirimleri bu 20 gündür görmezden geliyor. Sanki ortada bir Youtube ve yetkilileri yok. Kanaldaki son videolar ise, sadece AKPKK’ye değil, içimizdeki İsrail’in bütün patronlarına, sözde gazetecilerine, sözde bakanlarına, sözde vekillerine, sözde bürokratlarına, sözde akademisyenlerine uzanan büyük bir paralel devlet operasyonu yapılmasını meşru ve şart kılıyor. Herhangi bir hukuk devletinde bu operasyon yaklaşık bir sene önce kesinlikle yapılmıştı.

Bütün bu süreçte ne Aydın Doğan ne de beraberinde adını andığımız, çok ağır ithamlarla suçladığımız sözde Türk gazeteciler ve patronlar, bizden davacı olamadılar. CIA’nın gücü de gerçeklerin meydana çıkmasına mani olamayacak, her an birkaç vatan sever savcı dik duruş sergileyebilir, kanunu uygulamak, vazifelerini yapmak ve Türkiye’ye zarar veren bu paralel devleti çökertmek isteyebilir ve bu, bunların sonu olur. Bunu anladılar ve içimizdeki İsrail’in önemli ailelerinden Ülker’in, Yıldız Holding’i panik hali ile Londra’da açtığı şirkete taşımasının ardından, ani bir manevra ile Aydın Doğan da içimizdeki İsrail’in cemaat gazeteleri ve televizyonlarını ''resmiyette'' elinden çıkarttı.

Basında ve sosyal medyada da bu ani ve şaşırtıcı gelişme tuhaf bulunup yorumlanamadığı için, gülünç cümleler kurulmuş. Aydın Doğan’ın Erdoğan ile arası çok kötüymüş, onun karşısında çok zor durumda imiş. Aydın Doğan medyası da havuz medyasına, hükumet medyasına dahil edilmişmiş… Bunlara gülünüp geçilir. Oynanan orta oyunlarına, danışıklı dövüşlere seyirci olmaktan zevk alanlar için manzara her zaman, zaten bu iddialardaki gibi idi ve Erdoğan ile Aydın Doğan’ın arası sözde hep bozuktu. Her seçim ve referandum öncesi de sert atışırlardı, danışıklı dövüşle… 
İyice düşmüş AKPKK’nin oylarını yükseltirlerdi. Sonra alış verişe ve danışıklı dövüşe hep devam ederlerdi. Dahası, zaten havuz basını ya da yandaş medya denilen yapının içinde duran, bu şekilde davranan bir Aydın Doğan medyası vardı. Aydın Doğan medyasının böyle davranması için Aydın Doğan’ın elinden alınması da icap etmiyordu. Petrol Ofisi meselesinde sıkıntı olduğunu, Doğan’ın ve kızlarının kaçakçılıktan yargılandıklarını iddia ederek bu ani ve şaşırtıcı satışa bu yönden yorum getirmek isteyenler de olmuş. O sıkıntılar da hep vardı, hiçbir ''arızalı'' durum yaşanmasına izin vermedi bu paralel devlet ve bu ülkede Erdoğan bile ters kelepçe ile alınır da, Aydın Doğan ve kızlarına kolay kolay dokunulamaz.

Erdoğan bunların piyonudur. KOÇ grubunun ve onlarla aynı bünyeden kabul edilebilecek Aydın Doğan grubunun “olur”u olmasaydı, Siyonizmin uluslar arası gizli teşkilatları, Masonluk ve CIA bile çok isteseydi de, yine de AKPKK ve Tayyip projesi gerçekleşemezdi. Bunlar olmasaydı Erdoğan yoktu, iktidara da gelemezdi, iktidarda da kalamazdı, hile ile referandum da geçiremez, AKPKK üzerine çok büyük risklerle oynayan içimizdeki İsrail’i de kurtaracak sözde bir başkanlık da uygulama sahasına konulamazdı. Bunca vatana ihanet suçunu, ihalede fesat suçunu, BOP yani Büyük İsrail projesi gereği işlediği suçları, uluslar arası harp ve terör suçlarını, Suriye’den petrol kaçırma suçlarını, IŞİD ve türevi terör örgütlerini tesis edip sözde İslami bir kimlikle bunları Siyonizm için kullanma suçlarını, bunları eğitim donatıp ameliyatlarını bile yapma suçlarını, daha dünya kadar suçu işleyemezdi. 
Bütün bunları içimizdeki İsrail bütün kadrosu, büyük bir ortaklıkla ve ittifakla sağladı. Erdoğan kim ki gelip ülkenin başına, bu kadar büyük projeleri başarıya ulaştırabilsin. Şayet içimizdeki İsrail de zaten bunu istiyor olmasaydı, Erdoğan iki günde medya gücü ile al aşağı edilirdi. Zaten Aydın Doğan’ın bu ani manevrasını, BOP’un hezimetle sonuçlanmasına da bağlamak lazım. Çünkü BOP’da, bizim en baştan söylediğimiz iddia ettiğimiz şeyler çoktan gerçek oldu, Suriye ve Müslümanlar ve müttefik Rusya ile Çin kazandı. Siyonizm cephesi kaybetti.

Aydın Doğan medyasının desteği ve talimatı ile, Afrin’de de bir tiyatro da oynandı. CIA tarafından kurulan sözde İslami terör örgütlerinden arta kalabilenlerin on binlercesi, AKPKK’nin de büyük destekleri ile bu süreçte helikopterler ve uçaklarla bölgeden, başka ülkelere kaçırıldı. BOP’ta kullanılan sözde İslam ülkelerinden biri olan Katar, o günlerde Hatay’a doğrudan uçak seferleri başlattı. Kolay değil on binlerce kiralık katili bölgeden çıkartmak… Bu sarsıcı gerçeği İran resmi makamları bile dillendirdi. Evet evet… Bu, bu derece sarsıcı iddialarımın muhtelif ülkelerin resmi yetkilileri tarafından da doğrulanmış olduğu anlamına geliyor. Bu süreçte işlenen binlerce vahim suçlara bu medya patronları da hep gönüllü ortak oldular. Ellerinde milyonlarca masumun kanı var. Derhal yargılanmalılar. Türk milletine, Türk görünerek verdikleri zarar, yaptıkları ihanetler, akıllara zarar… Bütün suçlarından tek tek yargılanmaları, bir insan ömrüne anca sığar.

Önümüzdeki süreç, İçimizdeki İsrail için daha da zor olacak. Ya 2020 ya da 2022'de tamamen yıkılacaklar. Bundan sekiz-on sene önce bile ilan etmiştik: 2020'lerin Türkiye’sini, Akademi Dergisi takipçileri, Akademi Dergisi’nde yetişenler, imam-ı Rabbani evlatları belirleyecek.

Ve bu sancılı süreçte sizler, bunların sözde Türk basın ve medyasında Süleymanlılar hakkında, çok daha yüksek oranda yalan, karalama dolu haberler duyacaksınız, okuyacaksınız. Yeni basın ve medya linçlerine teşebbüs ettiklerine şahit olacaksınız. Çünkü çaresizler. Hiçler ve aslında bu mücadeleyi çoktan kaybettiler.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

BU YAYINIMIZI SOSYAL AĞLARDA PAYLAŞMAYIN, çünkü CIA SANSÜRLEYECEK ve kimse görmeyecek.

Bizi, gerçek sahibi CIA olan Facebook başta olmak üzere, Amerikan sosyal ağlarının  ve video kanallarının hiçbirinde sağlıklı/sansürsüz/özgür bir şekilde takip edemezsiniz. Senelerdir sansürleniyoruz ve bunu yüzlerce somut teknik delil ile, ayrıca binlerce kişinin şahitliği ile ispat edebiliyoruz. Buradaki yayınlarımızı/videolarımızı da Amerikan sosyal ağları üzerinden yaymayı başaramazsınız.

BİZİ TELEGRAM GRUBUMUZDAN TAKİP ETMELİSİNİZ

Paylaşımlarımızı anında görüp takip etmenin tek sağlıklı yolu Telegram grubumuza üye olmanızdır. WhatsApp'ın da gerçek sahibi CIA'dır ve Telegram, WhatsApp'ın alternatifi olan bir yazılımdır, bize has ve tarafımızdan üretilen bir yazılım değildir. Dünyada, onlarca devlette yüz milyonlarca kişi tarafından güvenle kullanılır. Güncel paylaşımlarımızdan anında haberdar olmak için www.telegram.org adresinden, kullandığınız cihaza uygun olan bir uygulamasını kurup, şuradaki Telegram kanalımıza takipçi olabilirsiniz: http://www.t.me/AkademiDergisi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Seviyesiz ve samimiyetsiz yorumlar onaylanmaz. Küfür, hakaret, karalama içerikli yorum yapanlar hukuka sevk edilir. Yorumlardan hukuken yorumcular sorumludur.

Bu güne değin en çok tıklanılanlar